Aydın
DOLAR34.0692
EURO37.7489
ALTIN2730.4

NGC Başkanı Ümit Özmen'den 10 Ocak Mesajı

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
NGC Başkanı Ümit Özmen'den 10 Ocak Mesajı
Abone ol
NGC Başkanı Ümit Özmen'den 10 Ocak Mesajı

NGC Başkanı Ümit Özmen'den 10 Ocak Mesajı

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Nazilli Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ümit Özmen, basın açıklamasında bulundu. Özmen yaptığı açıklamada;

Bilindiği gibi 10 Ocak 1961, basında çalışanların haklarına ilişkin 212 sayılı yasanın uygulanmaya başlandığı gündür. Bu yasa, basın emekçilerinin sigortalı çalışmasını, işten çıkarılmaları durumunda ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesini, yıllık ve haftalık olmak üzere belirlenen tarihlerde izin yapmalarını ve belki en önemlisi de gazetecilik faaliyetlerini özgürce yürütmelerini güvenceye bağlamaktaydı. Ancak günümüzde meslektaşlarımız çalışma ve yaşama koşulları ile mesleki yeteneklerini geliştirme ve mesleklerini özgürce yapma olanakları bakımından 10 Ocak 1961’den daha iyi haklara sahip değildirler. Bu nedenle meslektaşlarımız açısından bir bayramdan da söz edemeyiz. Hep tekrarladığımız gibi 10 Ocak’lar ve 24 Temmuz’lar bizim için bayram günü değil, dayanışma günleridir.

 

Maalesef geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü üzüntü ile karşılıyoruz. Ülkemiz için vazgeçilmez bir kamu görevini yerine getiren medya kuruluşlarımız, olağanüstü zor günler yaşamakta ve şimdilerde de hükümetimizin, kamu kurum ve kuruluşlar için almış olduğu ‘tasarruf tedbirleri’ nedeniyle “hayatta kalma sorunu” ile karşı karşıya gelmiştir.

Basın özgürlüğünden internet yasasına, mesleki örgütlenmeden meslek yasasına kadar birçok alanda yasal düzenleme bekliyoruz. 

 

Türk basını öncelikle, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na ihtiyaç duymaktadır. Bu yasanın ilk adımı 5311 Sayılı Basın Birliği Yasasıdır. Basın Birliği Yasası 28 Haziran 1938 günü yayınlanarak yürürlüğe girmişti.  Türk basınına “meslek odası” düzenini getirmek üzere çıkarılan Basın Birliği Yasası, sadece 8 yıl yürürlükte kaldı. Gerek şube kongrelerinin zamanında yapılamaması, gerekse pek çok bölgede gazete sahiplerinin toplantılara katılıp, kurulan komisyonlarda görev almaması nedeniyle sadece Anadolu Ajansı’nda uygulanabildi. Sonra politik çekişmeler ortaya çıktı ve “mesleği yerine getirmek için Birliğe zorunlu üye olmayı” gerektiren yasa 18 Haziran 1946’da yürürlükten kaldırıldı. 

 

Böyle bir yasa olmayınca ülkemizde dileyen herkes, eğitimine ve bilgi birikimine bakılmaksızın “gazeteciyim” diyerek mesleğe başlayabiliyor.  Basın kuruluşları, hatta hiçbir kaydı olmayan internet haber siteleri, yoldan geçen herhangi birini, eline bir fotoğraf makinesi vererek istihdam edebiliyor. Bu durum, basın mesleğini her türlü istismara açık hale getiriyor. Daha da üzücüsü habercilik, tehdit ve şantaj aracı olarak kullanılabiliyor. Ve ne yazık ki bu insanları basın mesleğinden uzaklaştıracak herhangi bir yasal düzenleme bulunmuyor.

Gazetecilik mesleğinde bu çarpık durumu ortadan kaldırmak için, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen “Basın Birliği Yasası”nın, teknolojik gelişmeler de göz önüne alınarak günümüz koşullarına uygun olarak yeniden çıkarılmalıdır. Böyle bir düzenleme fikir özgürlüğünü kısıtlayıcı değil, tam tersine haber alma özgürlüğünü gerçek anlamda hayata geçirmeyi sağlayıcı nitelikte olacaktır. Siyasetçilerin, bürokratların, hukukçuların ve basın meslek kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla çalışma grupları oluşturularak Gazetecilik Meslek Yasası ülkemize kazandırılabilir.

 

 Sektörümüzde yaşanan bir diğer sorun, darbe dönemlerinden bu yana değişmeyen Türk Ceza Kanunu’nda ve Terörle Mücadele Yasası’nda yer alan basın özgürlüğünü kısıtlayıcı maddelerdir. İfade ve basın özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmazıdır ve Türkiye’de demokratik yaşamın temel sorunu ne yazık ki basın ve ifade özgürlüğüdür. Halkın haber alma hürriyetinin işlerliği için, basın ve ifade özgürlüğü temel gerekliliktir. Özellikle son on yılda Avrupa Birliği uyum süreciyle başlayan yargı reformu kapsamında, hukuk ve ceza alanındaki temel kanunlarda değişiklikler yapılsa da ifade ve basın özgürlüğü alanını kapsayan değişiklikler dilediğimiz düzeyde olmamıştır.

 

Demokratikleşme ve temel hak ve özgürlüklerin gelişmesi bakımından bugüne kadar yapılan tüm bu düzenleme ve iyileştirmelere rağmen ifade ve basın özgürlüğü konusunda hala mevzuattan ve uygulamadan kaynaklanan sorunlar yaşanmaktadır. Mevzuattan kaynaklanan sorunlar yapılan düzenlemelerle zaman içerisinde kolaylıkla giderilebilir. Fakat ifade ve basın özgürlüğü sorunu başta yönetim, yargı ve toplum zihniyeti olmak üzere çok boyutlu bir yaklaşım ve değişimle çözümlenebilir. Türkiye’de insanımıza herhangi bir baskı ve müdahaleye maruz kalmadan, kendini meşru bir şekilde ifade edebilme hakkının evrensel ölçülerde tanınması ve sorunsuz bir şekilde uygulanması, toplumsal barış, hoşgörü, uzlaşı, ifade ve basın özgürlüğünün sorun olmaktan çıkması için yoğun çaba harcamaktayız.

 

 Teknolojinin hızla gelişimi ve internet ağının hemen hemen her noktaya ulaşması ile birlikte, internet haberciliği büyük bir gelişim göstermiştir. 

Sektörde istihdam sağlayan ve gazete ve televizyonlarla eşdeğer habercilik yapan kurumsal internet haber sitelerinin yanında, internet deyimiyle “kopyala-yapıştır” kolaycılığından öteye gitmeyen haber siteleri yer almaktadır. 

Yasal boşluktan kaynaklanan sorunlar, her geçen gün daha da artmaktadır. İnternet medyasının gerek yayıncılık, gerekse Basın İlan Kurumu yardımları konusunda düzenlemeye ihtiyacı vardır. İstihdam sağlayan, gerçek anlamda habercilik yapan ve kurumsallaşan internet haber siteleri, Basın İlan Kurumu’ndan ek kaynak bulunarak desteklenmelidir. Bu kurumlarda habercilik yapan meslektaşlarımız da yeni düzenleme yapılarak gazeteci sayılmalıdır. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından hazırlığı devam eden İnternet Gazeteciliği Yasası acilen Meclis’e getirilerek yasalaşmalı. Bu yasanın içerisinde merdiven altı korsan haber siteleri, BTK tarafından erişime engellenmesi yer almalıdır.

 

Ayrıca son aylarda en büyük sorun olarak ortaya çıkan bir ‘tasarruf tedbiri’ konusu da bizleri derinden üzmektedir. Tüm dünyayı etkisi altına alan covid-19 mücadelesi bir yandan bir yandan küresel ekonomik kriz ile mücadele eden yerel basının, 1 Temmuz tarihinde çıkan Tasarruf Tedbirleri Genelgesinin Resmi Gazetede yayınlanmasıyla birlikte büyük bir girdi kalemi olan ilan ve reklam gelirleri ile basılı gazetelerin tiraj gelirlerinde 40’a varan oranlarda düşüş yaşandı. Tasarruf tedbirleri genelgesi nedeniyle özellikle Belediyeler, yerel gazetelere ilan vermez, veremez hale getirildi. Birçok nedenden dolayı ekonomik buhrana giren yerel basının gelir kaleminin rahatlatılması için Tasarruf Tedbirleri genelgesinden gazeteler bölümünün çıkarılmasını istiyoruz.

 

Yerel Basının sorunları maalesef bir odamız olmadığı için, meslek kuruluşlarının sorununu anlatmaktan sık sık gündeme getirme şansı bulamadığımız için biraz uzundur. Sizleri daha fazla sıkmak istemiyorum. ‘Birlikte Güçlüyüz’ sloganıyla bizlere verdiğiniz destekler sayesinde bugün 40 ilden büyük dediğimiz Aydın’ın doğusuna her konuda hizmet veren Nazilli’ye yakışır bir Cemiyet binası kazandırdık. Bu eserin kazandırılmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyor, güçbirliği ile nelerin başarılabildiğini tekrar hatırlatmak istiyorum. Nazilli için de sizleri güçbirliği yapmaya davet ediyorum". diye konuştu.


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Aydın'da '10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü' kutlandıÖnceki Haber

Aydın'da '10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gü...

Nazilli'de Çalışan Gazeteciler Günü kutlandıSonraki Haber

Nazilli'de Çalışan Gazeteciler Günü kutl...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar