Türkiye’nin tek taş plak ve Kaset işyeri Nazilli’de 

Bahattin ALBAYRAK / NAZİLLİ (Aydın)

Türkiye’nin tek taş plak ve Kaset işyeri Nazilli’de 

Türkiye’nin nadir taş plak ve kaset arşivini elinde bulunduran Nazilli’li plakçı Ahmet Sert’in, 1960’lardan bu yana 64 yıldır gözü gibi baktığı taş plak ve kasetleri yeniden günümüzde gözde oldu. 

 Aydın’ın Nazilli ilçesinde, 64 yıl önce tesadüfen başladığı taş plak ve kasetçilik işini son teknoloji ürünlere rağmen ısrarla sürdüren plakçı Ahmet Sert, son günlerde geriye dönüşün başladığı taş plak ve kaset sektörünün yeniden hareketlenmesinden dolayı oldukça memnun. 

Mesleğinde 64 yılı geride bırakmanın gururunu yaşayan ve nostaljinin Türkiye’deki tek adresi olduğunu ve de bu işi yapan tek kişinin de kendisinin olduğunu belirten Ahmet Sert, taş plakta ve kasette müzik dinlemenin çok zevkli olduğunu, günümüz teknolojisinin ise asla eskideki kaliteyi veremediğini belirtiyor. 

  Ahmet Sert’in işyerine gelerek Orhan Gencebay kaseti alan Halit Sevim, “Ben Orhan Gencebay hastasıyım. Ahmet abi Orhan Gencebay’ın çıkardığı kaset Nazilli Garajına geldiğinde beni arar gel kasedini al derdi. Bu sayede bende bir Orhan Gencebay arşivcisi oldum. Sanatçının bu güne kadar çıkarmış olduğu tüm kasetleri arşivimde mevcuttur. O dönemlerde CD.ler flaş bellekler internet yoktu. Sadece kasetler ve taş plaklar vardı. Sonradan da CD’ler çıktı. Ahmet Sert bu işin duayeni Türkiye’de bulunmayan sanatçıların eserleri bu iş yerinde bulunur. Ama artık günümüzde her şey teknolojik ortamda internet ortamında bulunuyor. Ama işte tüm bunlar bizim ortamımızdaki o eski devirlerdeki kaset taş plak zevkini vermiyor. Kasetlerin ve taş plakların yerini de hiçbir şey tutmuyor” dedi. 

Ahmet Sert’in işyerine gelerek çok sevdiği taş plaklardan alan ADÜ’de görevli öğretim üyesi Müzeyyen Günyol’da, “Gerçektende bu taş plakların tadını hiçbir şey vermiyor. Ben ADÜ’de görev yapıyorum. Türkiye Turizm Tanıtma Platformu Aydın il Başkanıyım. Kültürel miraslarımıza sahip çıkmak benim için çok önemli. Ve gerçekten de Nazilli’de bulunan bu yer benim için çok keyif aldığım bir yer. Çünkü burada müziği tüm hücrelerimle duyarak hissedebiliyorum. Yani dinleyebiliyorum. Taş plaklar beni çocukluğuma götürüyor. Annemli babamlı günlerime götürüyor. Eskiden o evlerden taşan müzik sesleri şimdi de dinlemek çok güzel. Ben mekanik şeylerden hiç hoşlanmıyorum. 

Bu taş plaklar o kadar çok emek sarf edilerek hazırlanmış ki, inanın taş plak dinlediğinizde başka hiçbir şey sizi bu kadar mutlu edemeyecek. Ben bunu kesinlikle ve inanarak söylüyorum. 

Türkiye’de sadece Ahmet Sert bunu devam ettirdiği için ben kendisine, taş plak severler adına böyle eserlere sahip çıkan tüm dostlarım adına teşekkür ediyorum. Kendisi harika bir iş yapıyor. Türkiye genelindeki tüm kolleksiyonerler bu işyerine bayılıyorlar. Çünkü aradıklarını burada buluyorlar. Ve o kadar çok mutlu oluyorlar ki. İnanın ki şu elimdeki plağı alıp eve gitmek ve gramafonda dinlemek için sabırsızlık duyuyorum. Bence herkes bu güzellikleri tekrar yaşamalı. Çünkü gerçek müzik burada. Gerçekten bu işi gönlü ile yapan adam burada. Ahmet Sert Nazilli’nin çok kıymetli bir eseri diyorum. Nazilli içinde Ülkemiz içinde büyük bir şans diyorum. Burada bu müziği duyduktan sonra artık mekanik sesleri dinleyemiyorsunuz. Bu plaklar bizleri geçmişimize götürüyor. Çocukluğumuza götürüyor. Taş plak dinlemek bambaşka bir şey. O dönemin sanatçıları ve insanları bu taş plakları eserleri meydana getirmişler. Müzik severler bu eserlere sahip olmak için Yurt dışından da gelir, hatta yakında fezadan da gelirler. Gerçektende bu çok güzel bir keyif” dedi.  

 Ahmet Sert’de yaptığı açıklamasında, “Ben müziği çok sevdiğim için bu işe başladım. Eski bir denizci olmama rağmen, denizcilikten ayrıldım. Bu işe başladım. 64 yıldan buyana da Nazilli’de bu işyerinde burada bu işi severek yapıyorum. 64 yıl yaşayamayanlar var. Allah bu işi bize nasip etti. Ben müziği çok seviyorum. İnsanları mutlu etmeyi çok seviyorum. Artık günümüzde sektör çok gelişti. Eski sektör bitmişti. Ama o eski sektör tekrar canlanmaya başladı. İnsanlarımız müziği sevenler taş plağa dönüş yaptılar. Yani tekrar taş plak devri başladı. Kaset devri başladı. Artık kasetlerin, taş plakların üretimi yapılmıyor. 

Ama ben bir arşivci olduğum için tüm sanatçıların o dünyaca ünlü Türk Müziği sanatçılarımızın taş plaklarını elimde bulundurarak müzik severlerimizi sevindiriyorum. Yeni baskı plaklar bulunuyor ama taş plaklar bulunmuyor. Ama artık insanlarımız müzikseverlerimiz eskiye dönüş yaptı. Artık tekrar taş plak devri başladı. İşte bunları da bulabilmek çok zor oluyor. Ama ben çevrem sayesinde bulabiliyorum. Ben işime aşığım. Sabahın erken saatlerinde buraya gelirim. Akşama kadar burada dururum. Eve gittiğimde de tekrar iş yerime gelebilmek için sabahı zor yaparım. Ben eşim ve çocuklarımdan sonra bu işime aşığım” dedi. 

Ahmet Sert’in eşi Semra Sert’de, “Eşimin bu iş yerinde mutlu olması beni çok mutlu ediyor. Eşim mutlu olduğu içinde ben daha çok mutlu oluyorum. Eşim evimizde sabahın olmasını dört gözle bekliyor. İşinin başına geçmek için. Eşimin yeri bir ev bir de işyeridir. Yaptığı bu işinden çok mutlu. İnsanları mutlu gördükçe kendiside daha çok mutlu oluyor. İnsanlar bu iş yerine gelip aradıklarını buldukları içinde çok mutlu oluyorlar” dedi. 

Eski sanatçılardan da bahseden Ahmet Sert, “Bu işyeri adeta bir müze gibi. Duvarlar sanatçılar ile çekildiğimiz fotolarla dolu, Edip Akbayram’lar, İlhan İrem’ler, Ümit Besen, Neşe Karaböcek, İzzet Altınmeşe, rahmetli Barış Manço ve Zeki Müren, Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur, ve daha pek çok sanatçılarımızla ilişkilerimiz oldu. Arkadaşlıklarım oldu. 

Unutamadığım bir anı 1983 senesinde Zeki Müren’in ‘Gitme Sana Muhtacım’ kasedini Ege Bölgesinde en çok ben sattım. Zeki Müren beni evinde bir hafta misafir etti. Biz bu sanatçılarımız ile sürekli plak ve kaset imza günleri yaptık. Bunun içinde hepsi ile unutulmaz anılarım var. 

Sanatçılarımızdan en samimi olduğum Mahmut Tuncer var. Nazilli’de defalarca ziyaretime geldi. Barış Manço korkunç zeki idi. Yıllar önce bir şey söylesen onu yıllar sonra hatırlar sana söylerdi. Üstün bir zekaya sahipti. 

Yeşim bir zamanlar ortalığı kasıp kavuruyordu. Kasetleri milyonlar satıyordu. Bu sanatçılar buraya bu dükkanımıza gelirlerdi. İmza günleri yapardık. Eskiden sanatçılar çıkardıkları her eserin takibini kendileri yaparlardı. Tüm Türkiye’yi dolaşırlardı.      

Ben sadece bu işi yapan kişi olarak Türkiye’de tekim. Yani sadece müzik taş plak Kaset ve CD satışı yapan olarak tekim. Yapanlar vardır ama onlarda sadece bu işi yapmıyorlar yanında başka işlerde yapıyorlar telefon satıyorlar, telefon tamirciliği yapıyorlar. Sadece Taş plak, kaset ve CD satışı yapan olarak Ben Türkiye’de tek kişiyim. Bununla da gurur duyuyorum” dedi.